Ana içeriğe atla

Cep Telefonu İle Mısır Patlatılırmı?

cep-telefonu Çok yakın zamandan beri cep telefonları hayatımızın vazgeçilmezi oluverdi. Malum, iletişim çağında olmamız buna temel oluşturan en büyük etkendi. Fakat bu cep telefonu hayatımıza girerken ne gibi zararları var, zararı var mı yok mu, bu ve buna benzer herhangi bir bilimsel araştırma yapılmadan- yapıldıysa da bilmiyorum- pat diye hayatımızın vazgeçilmezi oldular.

Bu hızlı giriş belkide hayatımızı olumsuz manada etkileyebilecek olumsuzluklara hızlı bir şekilde kapı aralamış olabilir. Bu yazıyı yazmamda bloggerdal'ın blogunda yayınlamış olduğu ve benimde sizlerle paylaşmış olduğum aşağıdaki videodur. Bu videoyu izledikten sonra google amcama birkaç soru yönelttim ve bana gerekli cevapları bir bir sıralayıverdi. Bende o bilgileri harmanlayıp buraya bilgilendiri olması bakımından, paylaşmak istiyorum.

Cep telefonları bilindiği üzere baz istasyonları üzerinden haberleşme imkanını bizlere sunuyor. Bu baz istasyonları 2000'li yılların başında insan hayatına oldukça zararlı olduğu konusunda haberler yapılıyordu. Bu haberler kısmen doğru kısmen yanlış yada eksik bilgiler içerkmekte. Doğru olduğu yerler baz istasyonları doğru kullanılmadığı zaman gerçekten zararlı olabiliyor. Bu konuda ayrıntılı bilgiyi Dünya Sağlık Örgütü'nün resmi sitesinde ufak bir araştırma sonucu ulaşabilirisniz. Eksik bilgi ise bütün baz istasyonlarının zararlı olduğu. Bu bilgide yanlış. Uluslar arası sinyal limitleri aşılmadığı sürece baz istasyonlarının herhangi bir zararı yok. Bunu tarım ürünlerinde kullandığımız ve belirli dozları aşmadıkça zararlı olmayan tarım ilaçlarına benzetebiliriz.

Bu bilgilere ek olarak ev içerisinde kullandığımız bütün elektronik eşyalar doğru kullanılmadığında en az cep telefonları kadar zararlı olabiliyor. Bakınız evlerimizde mutlaka televizyon, fırın, buzdolabı, çamaşır makinası gibi elektronik beyaz eşya var. Bunlarında kendilerine göre yaydıkları bir radyasyon var. Beyaz eşya üreticileri bu limitlere uymazlarsa söz ettiğimiz gibi cep telefonu gibi zararlı olabilirler.

Bunlardan bahsettik, peki ya cep telefonlarının zararını enaza indirmek için nelere dikkat etmek gerekir. İşte sizlere internetten derlemiş olduğum küçük bir bilgi yığını.*

1- Cep telefonları, baz istasyonlarına kıyasla yaklaşık 20-1 oranla daha az güc kullanır, ancak baz istasyonunu kulağımıza koymadığımız sürece, cep telefonlarından alacağımız sinyal gücü baz istasyonlarından daha fazladır.
2- Şu ana kadar ölçülebilen tek etki, 2 saatten daha fazla telefonla konuşulduğu takdirde kulakda spor sonrası hissedilen 1-2 derece ısı artışıdır. Ancak bunun da zararlı bir etkisi görülmemiştir.
3- Cep telefonlarının beyne ve kalbe kanıtlanmış bir etkisi bulunmamaktadır.
4- Baz istasyonunun çıkış gücü ilk 2-3 metre içerisinde 1000 kattan daha fazla zayıflar. Baz istasyonunun çok yakınında bulunulmadığı sürece bir etkisi olmayacaktır.
5- Cep telefonları, telefonunuz çalarken yahut birisini aradağınızda hat düşerken en yüksek güç seviyesini kullanır. O yüzden, telefonununuz çalmadan önce, radyodan televizyondan garip sesler gelir. Bu bağlamda, telefonunuz düştükten sonra, yahut açıldıktan sonra kulağınıza götürmeniz, aldığınız sinyal seviyesini yaklaşık on kat azaltacaktır.
6- Kulaklıklar, radyo dalgalarını kulağınıza direk taşıdığından, üzerinizdeki emilimi azaltacak hiçbir etkisi yoktur.
7- Elektronik çalar saat ve mikro dalga fırınlardan olan yayılımlar, cep telefonuna kıyasla çok daha yüksektir.
8- Tüplü televizyonlar, elektron tabancası gibi calışır, yayılımları cep telefonundan 10 kat daha güçlüdür. O yüzden plazma ve LCD televizyon tercih edilmesi gerekir. Küçükken annelerimizin televizyonun içine düşme evladım dediği boşuna değilmiş meğer.
9- Yüksek gerilim hatları oldukça yüksek yayılım yapmaktadır. Buralara yakın oturulmaması tercih sebebidir.

Bu bilgiler ışığında gelelim videomuza. Videomuzda 4 genç cep telefonları ile mısır patlatma girişiminde bulunuyorlar ve bu girişimleri başarı ile neticeleniyor. Telefonlarının ortasına 4-5 adet mısır tanesi yerleştiriyorlar ve o cep telefonlarını aynı anda arıyorlar. Arama esnasına oluşan yoğun elektronik dalga mısırları etkiliyor olmalı ki mısırlar birer birer patlamaya başlıyor.


*kaynak:blog.milliyet.com.tr

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geleceğin Uçağı; Orions Glider

Son yıllarda insan oğlu çevreye verdiği zarardan dolayı küresel ısınma sorunu ile karşı karşıya kalmış durumda. Bu sıkıntıdan kurtulmak için ise son zamanlar da ardı ardına ekolojik ürünler, çevreye daha az zarar veren ulaşım araçları ve buna benzer yenilikler tasarlanmakta. Lucky Strike Junior Designer Competition yeni tasarlamış olduğu bir ucağın prototipini tanıtmış. Uçağımızın adı Orions Glider. Kendisi ekolojik bir uçak. Bu ekolojik ucak çok fazla enerji cimrisi bir ürün. Cimri diyorum çünkü sadece havalanırken yakıt tüketiyor, sonrasında ise kanatlarnıda bulunan güneş panellerinin üretmiş olduğu elektrik enerjisini elektrik motoruna aktaran bir mekanizma ile havada ki seyrine devam etmekte. resmi büyüt Uçağın gövdesi ise tamamiyle geri dönüştürülebilir bir özellik taşımakta. Gövdesinin poly-karbon materyallerden yapılmış olması ise az yakıt tüketmesini sağlamakta. Fuel ile çalışan bir motorunun olması ve bunun yanında elektrik motorunun da bulunmas hibrit özelliği kazandırıyor. r

Muhsin Yazıcıoğlu Üşüyorum Şiiri Dinle

Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde bindiği helikopteri düşen ve hala kendisine ulaşılamayan Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu 'nun, Mamak Cezaevi'nde yıllar önce yazdığı 'Üşüyorum' şiiri dinleyenleri duygulandırdı. Kahramanmaraş'ta dağlık bir bölgede kendisiyle birlikte 6 kişiyle kaza geçiren Yazıcıoğlu, "Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır, Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum." dizeleriyle şiirine başlıyor. Yazıcıoğlu'nun şiiri, "Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum Durun kapanmayın pencerelerim, Güneşimi kapatmayın, Beton çok soğuk, üşüyorum." dizeleriyle bitiyor. İşte Muhsin Yazıcıoğlu’nun Üşüyorum Şiiri Sözleri Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum Kekik kokulu koyaklardan aşarak Güvercinler ülkesinde dolaşıyor Bir çeş

25 bin Memur Alımı Kadroları Belli Oldu

Devlet 2009 yılında 100 bin memur ataması yapacak diye daha önceleri birçok haber çıktı. Fakat bu haberlerin birçoğu asılsız çıktı ve sadece devlet kapısında iş umudu olanların umutlarından faydalanmayı amaçlayana haber niteliğindeydi. 25 bin devlet memuru alımı kadroları hakkındaki haberimizin ise doğruluk payı yüzde yüz. Kaynak ise Devlet Personel Başkanlığı (DPB) . DPB’nin yaptığı açıklamaya göre 2009 yılında alınacak 25 bin memurun kadroları tayin edildi. Bundan sonra kurumlar ihtiyaçları doğrultusunda ilanlarını yayınlayarak personel ihtiyacını karşılayabilecek. Bu doğrultuda DPB tarafından kurumların ihtiyaçları ile paralel nitelikte kadro dağılımı yapıldı. Yapılan devlet memuru kadro dağılımı ise şu şekilde oluştu: 2009 yılında atanacak 25 bin memur kadroları GENEL BÜTÇELİ İDARELER SIRA NO KURUM ADI UYGUN GÖRÜLEN 1 TBMM 2 CUMHURBAŞKANLIĞI 3 BAŞBAKANLIK 100 4 ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI 40 5 YARGITAY BAŞKANLIĞI 40 6 DANIŞTAY BAŞKANLI